Emanet Otorite

İslam'ı temsil selahiyetini haiz değilim. Bu selahiyeti kimin kime verebileceğini bilmiyorum.

İslam'la ilgili bir kitap yazmam gerekirse başına böyle bir cümle koyarım. İlk cümle kendilerinde o selahiyeti görenleri memnun ediyor. Bende yok deyince, bende var, o halde beni dinlemelisin diyebiliyorlar. Ancak ikinci cümle, bu selahiyeti kimin kime verebileceğini bilmediğim kısmı, ekseriyet için dindışılık demek.

Müslümanlardan vaaz vermeyi sevenler kendi cemaatleri bünyesinde tüm İslam'ın ve bizzat hakikatin kendisiymiş gibi konuşuyor. Kendinde bu selahiyeti görmenin retorik bir gücü olduğu aşikar, yani, düşünün, burada yazdıklarımı Allah adına yazsam daha etkili olurdu. Onlar bunu yapıyor. İslam adına konuşurken üzerine kuruldukları otoriteye ne kadar saygı duyuyorlar veya o otoritenin emanet olup olmadığının farkındalar mı bilmiyoruz. Çoğu farkında değil gibi görünüyor. Dünyanın yaşının 6000 sene olduğunu iddia eden adam mesela, bu sözü Allah ve Resulü adına ederken, yanlışlığın yine Allah ve Resulüne mal edilebileceğini nasıl gözden kaçırıyor?

Bu emanet otoritenin mahiyetini ve hassasiyetinin farkında kimse görmedim. Konuşup konuşup en sonunda yanlış varsa benimdir demekle değil, verdiği hükmü kendi adına verdiğini ve çapının da sınırlı olduğunu ifade ederek anlatabileceği bir hassasiyet bu. Vaizler, meleklerin insanın yaratılışı sırasında söylediği biz senin bildirdiğinden başkasını bilmeyiz ayetini okuyor ama bir yandan da, verilen hükümler kocaman kocaman.

İslam'ı siyasi malzeme maksadıyla kullananlardan beni uzaklaştıran bu. Milliyetçilik olsun, din olsun, bu gibi değerlerin, politikada kanser ilacı cinsinden olduğunu düşünürüm. Mecbur kaldığınızda kullanırsınız. Yan etkileri fazladır ve mümkün mertebe kısa süre kullanmak gerekir. İnsanları dine ve milliyetçiliğe başvurmadan idare edebilmek daha önemli bir başarıdır ve daha kalıcı etkiler bırakır.

Bugünkü İslamcılık anlayışım, İslam'ın gayesini insanlara ondan bahsetmeden öğretmek ve sevdirmekten ibaret. İnsanlar İslam'a mümkün mertebe yaklaşmış, ona uygun yaşamaya başlamışsa, bunun yolunun İslam'ın telaffuz edilmesinden geçmeyebileceğini düşünmeye başladım. Siyasi fikrimde İslam'ın doğrudan etkisinin görülmemesinin sebebi ve kendimi İslam adına konumlayıp, söylediklerimin dini hükmünü arama gayreti duymamam da bundandır.