Allah, Felsefe ve Bilim kitabında Plantinga'nın yazdığı makaleyi okuyorum. Naturalizm'in Bilim'e Teizm'den daha uzak olduğunu söylüyor.

Naturalizm (Doğacılık) tabiatın kendinden ibaret olduğunu ve doğaüstünün olmadığını iddia eder. Kainatın anlamı sadece kendisidir. Tabiat kendinden ibarettir.

Teizm'de ise bir Theos vardır ve bu tabiatı yaratmaktan ve idare etmekten sorumludur. Plantinga, Evrim Teorisi'nin Teizm'e, Naturalizm'den daha yakın olduğunu iddia ediyor. Bunun nasıl olduğu faslı biraz tuhaf geldi ancak Tanrı'nın Evrim'i mikro düzeyde, diyelim kuantum mekaniği vasıtasıyla, hangi genlerin ne şekilde mutasyona uğrayacağını belirleyerek idare edebileceğinde hemfikiriz.

Saatçinin kör olmadığını, körlük atfedildiğinde bahsedilen mekanizmanın çalışmayacağını, organizma karmaşıklaştıkça kötü mutasyonların iyi mutasyonlardan fazla olma ihtimalinin mertebelerce arttığını ve bunu dengeleyecek bilmediğimiz süreçlerin varlığının gerektiğini düşünüyorum. Bununla beraber Naturalistlerin neden Evrim Tanrı'nın fiilidir demek istemediğini de anlayabiliyorum.

Bir defa Tanrı vardır dediğimizde konu çözülmüyor. Kimse hayatlara müdahale etmeyen bir Tanrı fikrine sıcak bakmıyor. Deistlerin tanrısı da tanrı ama işe yarayan bir tanrı değil. Deist tanrısı, ona ihtiyacı olan kulların işlerine karışmamayı tercih ediyordu.

Tanrı fikri sadece bilim ve hikmet açısından anlamlı değil. Tanrı fikrinin bir çok farklı tezahürleri var ve bu fikre usul olarak karşı çıkmak, içerik olarak karşı çıkmaktan farklı. Tanrı'nın varlığına inanıp, o yokmuş gibi bilim yapabilir misiniz? Bir Tanrı'ya inanıp, o yokmuş gibi yaşayabilir misiniz?

Hayır. Ancak Naturalistlerin de adı Natura olan bir tanrısı var. Onlar da bu tanrının maksadını anlamaya çlışıyor. Tabiattan ayrı Teist bir tanrı fikrine bu yüzden sıcak bakmıyor olabilirler ancak onların da sınırlarını ve kapsamını kendi belirledikleri bir tanrıları var.

Tanrı'nın varlığına karşı çıkmak veya kabul etmek kendi başına çok anlamlı değil. İnsanın karşı çıktığı tanrı nedir, kabul ettiği tanrı nedir? Allah'ın bir ayeti olarak gördüğüm tabiatı kendine tanrı edinen biri, eğer bu tanrısına imanında samimi ise, Allah'a doğru yol alacaktır. Varmasa bile samimiyetle takip ettiği istikamet Allah'a doğru olacaktır. Ancak Teist olduğu halde, araya kendi koyduğu bir takım faraziyeler veya laf ebeliği sıkıştıran kişi, sınırlarını kendi çizmeye çalıştığı tanrısının kendi putu olduğunu anlamayacak ve Allah'ın adını ağzından düşürmediği halde ondan uzaklaşacaktır.

Mesele bu kadarla bitmiyor tabii. Çünkü insanlar arasında tedavülde olan bir fikrin, her zaman toplumsal gönderimleri de mevcut. Konu sadece Tanrı'nın varlığı-yokluğu veya kişisel manada yaklaşmak-uzaklaşmak meselesi değil. Bunların bir yandan da toplumdaki karşılığının düşünülmesi gerekir. İnsan ferden Allah'a yaklaşıyor olabilir ancak söyledikleri ve yaptıklarıyla insanların ondan uzaklaşmasına sebep olabilir. Teizm'le Naturalizm'in aslî farkı burada.


Plantinga'nın tezi şöyle: Eğer insanın aklî melekelerini evrim ortaya çıkardıysa, evrimin amacı insana hakikati göstermek olmadığına göre, insan sırf evrimle ortaya çıkmış melekelerine güvenemez ve onları kullanarak akıl yürütemez.

İnsanın sahip olduğu bu hakikat arayışı kendi başına evrimsel manada işe yaramaz. Hakikate yaklaşmak, insanın dünyevi adaptasyonunda fayda sağlamayabilir. Bu durumda bizim hakikati arayışımız, evrimsel manada anlamsızdır.

Naturalist bir dünyada kör bir evrimin neticesi gelişmiş beynimizden sadır olan düşüncelerin hakikati işaret edebileceğine güvenemeyiz. O sebeple Naturalizm

  • Evrim kendi içinde tutarsızdır. Kör evrimin sonucu beynimizle, gerçekte evrimin nasıl işlediğini bilemeyiz.

Plantinga tabii bunu biraz daha uzun anlatıyor. Bütün yazıyı anladığımı iddia edemem ama genel hatlarıyla böyle. İçerikten bahsediyor, nöronların vaziyetinden bahsediyor. Kör evrimin kör beyin üretmediğini bilemezsiniz diyor.

Naçizane sağı solu dingildek bir argüman gibi geldi ama orijinal bir fikir olduğunu kabul etmek lazım. Adam bunu kırk senedir geliştiriyormuş.


Bu düşünceyi dine uyguladığımızda ne olur diye baktım. İnsanın Allah'ın kendisine hakikatla vazifedar kıldığına dair bir inancı yoksa, herhangi bir şekilde beyninin hakikatle münasebet kuracağına inanması manasız. Beynin geyik avla, kaplandan kaç, karşı cinsle işi pişir falan diye evrimleşmiş, soyut düşünce üretsin diye değil.

İnsanın zihninin doğru düşünce üreteceğini veri olarak kabul etmesi lazım. Bunu kabul etmeyince, Naturalizm + Evrim ortadan kalkıyor ama din de, Teizm de, bütün bu insanlığın ürettiği tüm kültür de ortadan kalkıyor. Bu bir intihar bombacısı tezi sanırım. Ateizm'i havaya uçuracağım diye, ortalıkta başka fikir bırakmıyor.

Bu soruya tutarlılıkla cevap vermek lazım. Düşüncelerimiz ve algılarımız ve o algıların konusu olan kainat beynin kendi kendine üreteceği kadar küçük ve insicamsız değil. Kainatın insicamını Tanrı'nın delili olarak kullanabiliyorsak, bu insicamı beynin üretmediğini de kabul etmek gerek.

[Yevmiyeler] #felsefe #teizm #naturalizm #evrim #Plantinga #Allah #bilim