Zihnimde gül A-.


Klavyem geldi. Çatır çutur sesler çıkararak yazıyorum, filmlerdeki klavye seslerine benziyor. Açık ofis için uygun olmayabilir ama akşamları geldiğimde seslerin kulağımda kaldığını ve elimin de o klavyeyi aradığını hissediyorum. İlk bilgisayarımın klavyesi sanırım böyleydi, o zamanlar şimdiki cins membranlı klavyeler çıkmamıştı, hepsi mekanikti. Onu hatırladı ellerim.


Ofisi taşıdık. Eve yakın bir tarafa. Patron olunca böyle imkanlarınız oluyor. Araba sürmekten ikrah derecesinde nefret ediyorum ve sabahları 20 dakikada işe yürümek iyi geliyor. Yolumun üstünde bir de mezarlık var.

Mezar taşlarını okuyarak işe git.


Eflatun'un Devlet'i ne kadar safça. Adamın uydurduğu soylu yalan bile safça. Yönetici sınıf mensuplarının ruhunda altın, koruyucu sınıf mensuplarının ruhunda gümüş, avamın ruhunda bronz olduğunu söylüyorsun ve onlar da buna kanıp yerlerinden memnun oluyorlar.

Eflatun bizim çevrede biraz fazla ciddiye alınıyor. Ben söylesem saçmalama denecek şeyler, altında onun imzası olunca büyük hikmet sayılıyor. İdelerin ne olduğu belirsiz, ona inanan başka her şeye inanabilir.

Felsefe denen mesele, dünya ve içindekiler hakkında kurallı bir edebiyat sayılabilir. Kuralların ne olduğunu konuşmak da mümkün ancak serbest değil, ilhama göre felsefe yapılmıyor. Felsefenin en azından konuşulabilir olması gerek. Üzerinde söz üretebileceğin konularda felsefe anlamlı.

Sözün konu edinemeyeceği meselelerde, ideler gibi, mağara gibi konularda ancak söyleyene inanıyorsak ikna oluruz. Bu da bir peygambere iman etmek gibi duruyor daha çok. Eflatun'un söyledikleri topu taca atmaya yönelik. İnsanın çemberi ve kareyi birbirinden nasıl ayırdığını sorunca ideler diye cevap veriyorsan, oradan pek fikir çıkmaz.

Çünkü böyle bir cevap, gerçek bir cevap değildir. İnsan nasıl insan olur? sorusuna ruh sayesinde demek gibi. Gerçek bir cevabı alıp, koparıp, inceleyip, tekrar yapıştırabilirsin. Belki %100 açıklamaz ama bunun gibi bilinmeyene süpürme yöntemi de kullanmaz. İkinci adımda ideler yenir mi? veya ruh nedir? diyorsun ve söz doğruluğunu hiçbir şekilde anlayamayacağımız şekilde ilerliyor. Onun için oradan pek fikir çıkmaz.

[Yevmiyeler]