Türkler ve Sağırlar
Türkçülük Türk olmanın doğal sonucu mudur?
Türkçülükten ne aldığınız, onun hayatınızın en kadar ortasında durduğuyla ilgili herhalde bu soru. Eğer Türk kavramının, diyelim Alman kavramından önemli bir farkını görmüyor, Türkiye'de doğmuş ve bu kültürle yetişmiş olmak gibi doğal bazı ilgiler dışında, ona hayati bir önem atfetmiyorsanız, herhalde Türkçülük o kadar da hayatınızın merkezinde değildir.
Adamın bir atı varsa mesela, atçı olmak zorunda mıdır veyahut bir Şahin'i varsa, Şahinci?
Türküm, tabii ki Türkçü olacağım diyen birinin, mesela, arabam Şahin, tabii ki bunların en iyi araç olduğunu savunacağım diyenden bir farkı var mı? Renkli gözlüyüm, o halde renkligözcü olmaktan daha doğal ne olabilir?
Dayandığı nokta, Türklüğün ne olduğu, kişinin hayatında ne kadar yer işgal ettiği.
Bir konu bu derece ciddiye alındığında, onun bir değer getirdiğinden değil, bir eksikliğe sebep olduğundan bu kadar ciddiye alındığını düşünürüm. Kendi (yarı) sağırlığımdan da biliyorum, bir insan için hayatının merkezi engelidir. Hayatımı sağırlığım etrafında inşa etmek zorundayım, onu tedavi ettirmek olsun, onunla yaşamaya veya çalışmaya uğraşmak olsun, hep hayatımın merkezindeki meseleler.
Türkçülük de sanırım Türklüğü ciddiye alanların bir engeli. Engel, çünkü onlara aşmaları imkansız bir yük veriyor, bir hikaye, tarihin getirdiği bir misyon, falan filan.
Bunun artıları yok mu, tabii ki var. Sağır olmanın da artıları var, manasız lafları daha az duyuyor ve rahatsız olmamak için işitme cihazımı bir kenara bırakabiliyorum. Normal insanların gürültüden duvarı tırmaladığı anlarda, sakin sakin etrafı seyredebiliyorum.
Yine de tüm artıları ve eksileri ele alındığında, sağırlık istenen bir şey midir? Hayır. Sağırcı olabilir miyim? Maalesef.
Türkçülük de, tüm artıları ve eksileriyle değerlendirildiğinde böyle. Doğal sınırını aşmış bir Türklük de öyle, doğal sınırını aşmış bir Almanlık da. İnsan olarak pratik sebeplerle yeterince Türk olduğumu düşünüyorum, Türkçe yazıyor, Türkçe konuşuyor, Türkiye vatandaşı olarak yaşıyorum, bununla beraber bunun Türkçülük haline gelecek kadar ne gibi bir önemi olduğunu anlamıyorum. Adınızın Ahmet olması, sizi ne kadar Ahmetçi yaparsa, milliyetinizin Türk olması da, o kadar Türkçü yapar.
Tabii ki Türkçülüğün belli dönemlerde daha popüler olmasının sebepleri var: Napoleon'un da dediği gibi, insanlar üç beş kuruş için ölmezler ve onlara bir anlam, bir ülkü sunmak gerekir. Neden bazı yollara sapamadığımızı izah etmek için, insanlara engelliyiz demek gerekir. Tamamen sağır bir adamı konsere gitmeye ikna etmek nasıl mümkün değilse, bir Türkçü'yü de vatanın bölünmesine ikna etmek mümkün değildir. Konsere gitme teklifleri arttığında, sağırlığı insanın hatırına daha çok geldiği gibi, vatan bölünmesi tehlikesi arttığında da, Türklük daha çok akla gelir.
Yine de, konserlerin kalitesini belirlemek sağırlara bırakılmadığı gibi, toplumun kalitesini belirlemek de Türkçülüğe bırakılmaz. Yoksa Türkler ve sağırlar birbirini ağırlar ve ağırlar ve ağırlar.
[Yeni Yazılar]