Hikaye yazmam lazım ama hiçbir olay kurgum kalmadı. Ne yazmak istiyorsun? Dünyanın sonunu mu? İnsanlığa bir kurtuluş mu sunmak lazım? İnsanlık kurtulmayı hakediyor mu?

İnsanlıkla ilgili fikirlerimi hemen hemen yok ettim. Kurtarmaya çalışmıyorum. Kendim ve etrafımdakiler için sakin ve alışıldık ölümler diliyorum. Endişe ve korkuyla değil. Nereye gittiğini bilerek. Kendinden, dünyadan ve Allah'tan emin olarak.

Bundan nasıl emin olabilirsin? Yani, gidip de gelinen bir yer değil ölüm denen durak. İnsanların nasıl olup da kendilerini ve nereye gittiklerini bileceğinin cevabını verebilir misin? Çok zaman yaptığın gibi kendimi mi kandırıyorsun?

İki soru var: Birincisi, neden buradayız? İkincisi, neden başka bir yerde değiliz? Neden buradayız sorusunun farklı cevapları olabilir, Allah öyle yaratmış, onun için buradayız. Bir takım canlılar genlerini sonraki nesle taşımak için daha iyi takla atmış ve o sayede gelişmişiz. Beynimiz de gelişmiş ve neden buradayız sorusuna cevap verecek kadar sofistike hale gelmiş. Hayal de görsek, gerçek de olsa, neden buradayız sorusuna bir cevap uydurabiliyoruz.

İkinci soru daha çetin: Neden başka bir şekilde değil? Birinci soruya Allah'a kulluk edelim diye cevabını verdiysen, bu cevabın geçerli olabileceği sonsuz sayıda durum var. Neden bunlardan biri değil de bu? Kuantum hareketlenmelerinden neşet etmiş Big Bang diye bir cevap verdiysen ilk soruya, neden başka bir şekilde değil de böyle olmuş diye bir soru var. Simülasyon'da yaşıyoruz aslında, hepsi, bütün varlığımız bir bilgisayarın içinde diyorsan, neden başka bir şeyi değil de bunu simüle ediyorlar? diye bir soru var.

Bu ikinci sorunun cevabını bilmek daha zor. İlk soru hayatımızdan kaynaklanıyor, buradayız, nefes alıyoruz, yaşıyoruz, insanlık sürdürüyoruz. İkinci soru bu birinciye verdiğimiz cevabın üstüne basıp, geçerli olduğu tüm durumları soruyor. Allah'ın bizim kulluğumuza ihtiyacı olmadığına göre, neden bizi suyun altında zikreden ve arada ufak tefek günahlar işleyen balıklar olarak değil de insan olarak yarattı?

Bu ikinci soruya verdiğimiz cevaplar vehimden ibaret. Nereye gittiğimizi bilmek bu vehimden emin olmak için lazım. Hepsinin sonunda bir anlam var. Hepsi sonunda açılacak ve neden diğer şekillerde değil de bu şekilde kulluk ettiğimiz anlaşılacak. Bir gayesi var, hepsinin varacağı bir nokta var. Öyle mi gerçekten?

Ben kendinden emin olmak derken bu sorunun cevabından etrafa bağıra bağıra emin olmayı kastetmediğimi farkettim artık. Bir gün burada merak ettiklerimin hepsini öğreneceğimi düşünmüyorum. Benden sadır olmuş tüm iyilikler, tüm kötülükler, bilerek ve bilmeden yaptıklarım, gizlediklerim ve açıkladıklarım... Bunların hepsinin, yüzde yüz tüm varlığımın ortaya serileceğinden emin değilim. Yine de bildiğim şu, bu merakı gidermeyecek de olsa bir anlamım var, yoksa burada olmazdım ve bu tuşlara basmazdım. Emin olduğum bu.

[Demzen]