Filistin için ne yapabilirsin? Bu soru eskiden zihnimin önemli konuları arasındaydı.

Şimdilerde ise Filistin için ne yapabilirim sorusunu sormak yerine Filistin için ne yapmalıyız sorusunu sormak daha doğru olacaktır. Çünkü Filistin için yapılacak şeylerin başında Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi gelmektedir. Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için ise Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanmasına engel olan İsrail işgalinin sona ermesi için Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını kullan...

Bu yukarıdaki metni Github Copilot bir kerede yazdı. ChatGPT'yi bilirsiniz, onun yazılımcılar için olan çeşidi. Bizim yaptığımız işler de böyle aynı şeyleri tekrar tekrar söylemeye benziyor. Copilot da öğrenmiş. Ne yapabilirsin? Onların bildiği, bizim onların bildiğini bildiğimiz, onların bizim bildiğimizi bildiği sözleri tekrar ederiz. Belki bu defa anlarlar!

İnsanlar bir araya gelip ulus-devlet olduklarında artık eskisi gibi ahlaklı kalmaya devam edemezler. Bir ulus olmanın farklı kaideleri var. Devletin kendini koruma hakkı var. Vatandaşlarını çok sevdiğinden değil, prestij meselesinden korumak zorunda. İnsanlar bir araya glediklerinde artık devlet denen organizmanın ahlakına tabidir. Devlet için kullanışlıysan, hedefleriyle hedeflerinin ortaklığı varsa seni kullanır. Makbul vatandaş olursun.

Onun için İsrail'in tek tek Yahudilerden, vatandaşlarından ayrı bir varoluşu var. Yahudilerin bir kısmının onu makbul görmemesi veya politikalarını tasvip etmemesi veyahut bir takım ideallere/kanunlara göre davranmasının beklenmesi bana acayip geliyor. Devletlerin arasında insanların arasındaki ahlaki nizam yok. Bir Yahudiyle iyi geçinebilirsiniz. Tanıdığım hepsi iyi insanlardır. İsrail'in meselesi ise başka. Çocuklara fosfor bombasıyla saldıracak kadar paniklemiş bir organizmanın başka dertleri olsa gerek.

Buradan bakarken kızıyoruz, yüzlerce çocuğu öldürüyorlar ama kendi ayaklarına diken batsa dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Bunun aslında güçlü toplum duruşu olmadığını, kendini bu kadar acındırmak için kendine gerçekten acımak gerektiğini yeni yeni farkediyorum. Bu adamlar demir kubbeye rağmen el yapımı roketlerden korkup evlerinden çıkamıyor. Ben hayatımda hiç evinizden çıkmayın, kafanıza roket düşebilir diye mesaj almadım. İsrail vatandaşlarının günlük hayatlarında böyle bir vakıa mevcut.

Bunları acıyalım, onlar da acı çekiyor diye yazmıyorum. Benim nazarımda da bunların hiçbiri Filistinlerin çektikleriyle mukayese edilmez. Söylemeye çalıştığım İsrail denen entitenin vatandaşlarına huzur sunamadığı ve bu son olaydan kapıldıkları paniğin zayıflıklarının göstergesi olduğu. Düşmanı gözümüzde büyütüyoruz, zulümlerini dünyaya anlatmak da bizim mi, onların mı lehine bilemiyorum artık.

İsrail nam entitenin düşmanları hemen yanıbaşında. Etrafındaki kimse ona sevgi ve saygı beslemiyor. En yakın dostu onbin kilometre uzakta ve o dost da işi bittiğinde müttefiklerini satmasıyla meşhur. Petrolün önemi azalıp, bu topraklara nifak etmek Amerika için bir milli mesele olmaktan çıktığında, İsrail onlar için yük olacak. Tanrı'nın oğlunu çarmıha gerdiklerini hatırlayacaklar.

O günün yaklaştığına inanıyorum. Çin etkisini bu topraklara doğru hissettirdikçe, İsrail'de yaşamak ve İsrail'i yaşatmak daha pahalı hale gelecek. Pahalandıkça daha da panikleyecekler. ABD'nin bu topraklardaki hayati müttefiki olmanın sadece ebedi bir kredi değil, ABD'nin yerine dayak yemek anlamına da geldiğini öğrenecekler.

Bir sabah uyanacağız ve İsrail olmayacak.

[Demzen]