demzen 192
Bunların bazısı Lem'in Sahibinin Sesi kitabından aldığım notlar. Bazıları benim cümlelerim.
-
Dahilik her şeyden ziyade daimi şüphe duyma durumudur. -- Bu yüzden herhalde eğer ona işleyecek bir şey vermezsen kendinden şüphe etmeye başlar ve kendi anlamsızlığını keşfeder.
-
Rahatlık gerçeğin içinden geçmiş olmakla ilgilidir. Seni bildiğin yerlerden vurur hayat ve sen oralardan vurulacağını bildiğin için eminsindir.
- Neden rahat olduğumu soruyorum kendime. Berlin'den gelmiş Kanadalı patronumu dağınık evime davet ettim ve bundan utanmadım. Ben eskiden kimseyi eve davet etmezdim. Ev çingene çadırı gibi.
- Bunun sebebi artık bu dağınıklığın veya patronun veya işin sahibi hissetmiyor olmak herhalde. Elini sobaya dokuna dokuna sonunda acıdığını öğrenmiş çocuk gibi hayata dair sahiplik iddia edip, sorumluluk ala ala sonunda acıdığını öğrendim. Bir umursamazlık çöktü.
-
Neden sonuç düşüncesine göre, iyi olmayı isteyenin. ve bunu başaranın, iyi olmayı isteyen ama bunu başaramayandan veya iyi olmayı hiç istememiş olandan bir farkı yoktur. -- Eğer her şey deterministse, senin ne istediğinin bir önemi yoktur. Ameller niyetlere göre değil, niyetler amellere göredir.
-
Çünkü cenaze levazımatçısının babama değişik yüz ifadeleri önerdiğini bunlardan birini annemin donuk ve ekşimiș suratı yerine koyabileceğini söylediğini duydum.
- Cenaze levazımatçısı deyince Six Feet Under aklıma geliyor. Batılı cenaze kültürü çok acayip. Biz mümkün mertebe en basit, kolay şekilde başımızdan savıyoruz cenazeyi. Müslüman olduğuna şahit misiniz, şahidiz. Hakkınızı helal ettiniz mi, ettik. Onların bu cenazeyle oynama adetleri ölümü kabullenmeyiş mi, dalga geçmek mi, başka bir sebebi mi var?
- Biz Hırka-i Şerif gösteriyoruz, onlar direkt Thomas Aquinas'ın kafatasını gösteriyor hürmeten.
-
Bu arada bilim sayesinde bilgi sahibi olduğumuz Evren'le karşılaştırıldığında insanın küçüklüğü ve değersizliği, Maniheizm'i önemsiz sayılabilecek kadar ilkel bir kavram yapar. Bașka bir şekilde anlatmaya çalışayım: Eğer bir șey yaratılacaksa ki şahsım adına söyleyeyim, bunu hayal bile edemiyorum, bu durumda ihtiyaç duyulan bilgi düzeyi öyle bir düzende olacaktır ki aptal şakalar kalmayacaktır. Çünkű inancıma göre, kötülüğün bilgeliği diye bir sey söz konusu değildir. Mantığım der ki, için hiç yer yaratıcı kendi yarattığı oyuncaklarla oynayan dar kafalı herifin teki olamaz. Bizim kötücül bir müdahale sonucu oldu- ğunu düşündüğümüz șey ancak sıradan bir yanlış hesaplama, bir hata olarak mantıklı olabilir.
- Sonsuzlukla ilgili konuşurken insanın ne kadar kolay saçmayaladığını düşündüm bunu okuyunca. Sonsuz Tanrı, yarattığı sonsuz evrenlerin birinde şaka da yapmış olabilir.
-
İkinci elden bilgi her zaman bir düzenlilik izlenimi verir ki bu boşluklar ve belirsizliklerle dolu bilim adamının emrindeki verilerle çatışır.
- Bilimsel bilginin aslı karmaşık ve çelişkilidir. Bunlardan bir anlam süzmek bile onu ikinci el haline getirir.
-
Yazdıklarımı daha önce yazılanlarla bir benzerliği olmadığını kesin olarak belirtemem. Bu nüfus patlaması çağının zorluklarından biridir.
-
Herhangi bir insan nüfusu yoğunluğunda rastgele melezleme olduğunu varsayarak, en azından yüzde onunun iyi bir algedonik kontrol dengesi göstereceğini, geri kalanların ise standarttan sapacağını gösterme șansım oldu. O zamanlarda bile, matematik dünyasının ön saflarında yer almama rağmen, ispatımın antropologlar, etnologlar, biyologlar ve filozoflar camiasındaki etkisi sıfırdı. Uzun süreler buna anlam veremedim. Çalışmam bir hipotez değil, resmi ve bu sebeple çürütülemez bir ispattı. Bu ispat șunu açığa çıkarıyordu: Yüzyıllar boyunca üzerinde bir düşünürler birliğinin kafa patlattığı bazı insan özellikleri, istatistiksel bir dalgalanma sürecinin sorumlusuydu ve bu sürecin, ister otomatın ister organizmanın olușumunda olsun, önlenmesi imkânsızdı.
- Dünyanın hakikatini keşfeden birinin bunu insanlara anlatma imkanı ne kadar? İnsanın dil ve din arayışında bu sorunun cevabını düşünmesinde fayda var. Yeryüzünde birisi insan varoluşunun arkasındaki sırrı keşfetmiş olsa, bunu diğer insanlara anlatıncaya kadar ölür. Bu durumda sırrı keşfeden birinin susup hayatına devam etmesi de anlamlı bir yol oluyor.
-
Felsefe tarihi ardışık ve benzer olmayan inzivalar tarihidir