- Teorik olarak her gün bir şeyler yazmak istiyorum. Sabahları yazdığım ve pek çok açıdan okunabilir bulmadığım yazıların yanına, bir saat de bir şeyler yazayım dedim.
- Günlük çıkan yazılar iyi geliyor ama başka bir şey yapamıyorum. Bir yandan neredeyse gece yarısına kadar çalışıp, bir yandan günde bilmem kaç kilometre yürüdükten sonra, birbuçuk saat kendi özgür yazılım projeme de zaman kalsın istiyorum. Bir yandan buraya da bir şeyler yazmak istiyorum. Twitter'a düşmek istemiyorum. Bitmeyen bir mücadele. Hayır, bugün dopamine orada doymayacağım!
- Her gün oturup, o gün yaşadıklarımı yarım saat yazsam yeter. Süre sınırlı. Otur, yirmisekiz dakika yaz, iki dakikada başılığı at ve gönder.
- Mükemmeliyetçilik krizlerine girdim. Neden yazıyorum, ben bunların anlamı nedir? krizleri.
- Bir anlamı yok, tabii ki.
- Bugün Tim Ferriss'in Atomic Habits'in yazarıyla yaptığı podcast bölümünü dinledim biraz. Adamın adını hatırlayamadığımdan ne kadar ilgiyle dinlediğimi tahmin edebilirsiniz.
- Adam bir yerde kalıcı olana vakit ayırmak daha iyi, eskiden radyo programı yapıyordum, uçup gidiyorlardı. Şimdi podcast yapıyorum ve birileri illa ki onları dinliyor dedi.
- Bu benim de düşündüğüm bir şey: Kalıcılık. Bu sitenin herhangi bir yerde değil de, elimin altında yaşamaya devam etmesinin sebebi... Ama kalıcı mı gerçekten veya okuyan oluyor mu?
- Senelerdir ziyaretçi sayısına da bakmıyorum. Kimlerin takip ettiği konusunda bir fikrim yok, tamamen karanlık ormanda türkü söylemek gibi bir şeye dönüştü.
[Dalga]
#yazı
#kalıcılık
#yazılım