dalga 14
-
Ne hissediyorsun?
- Derin bir üzüntü. Keder.
- Öfke?
- Ona herhalde sıra gelmedi.
- Çaresizlik ve utançtan kaynaklı keder.
- Öfke?
- Derin bir üzüntü. Keder.
-
Eşeğini dövemeyenin semerini dövdüğü günler.
- İnsanın acizliğiyle mücadele etmesinin yolu bir semer bulup ona sardırmak.
- Hepimizin yaptığı.
- Deprem oluyor, binlerce insan yaşadıkları betonun altında kalıyor. Soğuk hava. Günlerce ulaşamıyorsun. Cesetler kokmaya başlıyor.
- Doğrudan depreme kızamıyoruz.
- Allah'a isyan etmenin bir faydası yok.
- Ben şahsen bir faydasını görmedim.
- Bunun yerine, devlete, hükümete, Erdoğan'a, müteahhitlere, muhalefete, hırsızlara, yardım kuruluşlarına, Starbucks'a, belediye başkanlarına, insanlığın geneline, ırkçıya, ırksıza, haberliye, habersize, doğru haber yapana, yalan haber yayana, Suriyelilere, Türklere, Araplara, betona, zemine, fay hattına, deprem uzmanlarına, inşaatçılara, köpeklere, kuşlara... gözümüzün kestiği her şeye aksettirdiğimiz bir isyan.
- Polisler hırsızlık yaparken yakaladıkları adamları döverken video çekiyorlar.
- Depremin hıncını yağmacıdan almak.
- Polisler hırsızlık yaparken yakaladıkları adamları döverken video çekiyorlar.
- Yan yana iki binadan birinin yıkılıp, diğerinin ayakta kalmasında insanın sorumluluğu var.
- Bu sorumlu kimse, müteahhit mi, yapı denetimcisi mi, imar müdürlüğü mü, imar affı çıkaranlar mı?
- Yıkılmış binaların önünde müsebbibleri için darağacı kurulan bir ülke.
- Tabii ki bu olmayacak. Çünkü bizler parayı işinin hakkını vermekten daha çok seven insanlarız.
- Başkaları da bu sebeple çürük zemine rapor, çürük binaya ruhsat verdiyse, bunu sağlam diye sattıysa, kim bunu yargılayacak?
- Biri pişirmiş, biri yemiş, biri de hani bana hani bana demiş.
- İnsan tanım itibariyle aptal ve cahildir.
- Onu aldatan mı suçlu, aldandığı için kendisi mi?
- Çürük binaya ekmek parası için imza veren mühendis mi suçlu?
- Piyasa şartlarından dolayı iyisini yapmayan müteahhit mi?
- Kimisi dümdüz şerefsiz oluyor, gözardı etmemek lazım.
- Gafletistan.
- Başkaları da bu sebeple çürük zemine rapor, çürük binaya ruhsat verdiyse, bunu sağlam diye sattıysa, kim bunu yargılayacak?
- Tabii ki bu olmayacak. Çünkü bizler parayı işinin hakkını vermekten daha çok seven insanlarız.
- Yıkılmış binaların önünde müsebbibleri için darağacı kurulan bir ülke.
- Bu sorumlu kimse, müteahhit mi, yapı denetimcisi mi, imar müdürlüğü mü, imar affı çıkaranlar mı?
- İnsanın acizliğiyle mücadele etmesinin yolu bir semer bulup ona sardırmak.
-
Okuduğum her haberde Allah'a kırıldım.
- Semerlerin hepsinde bir mazeret var, aciz ve ahmaklar çünkü.
- Bu kadar insan, çocuklar ölüyor, analar ölüyor, babalar ölüyor, dedeler, torunlar birbirine sarılıp ölüyor, aileler hepten toprak altında kalıyor?
- Bütün bunların manası ne?
- İnsan daha kolay yoldan da anlayabilir sonlu olduğunu.
- Ben mesela, ufacık bir zorlukta hemen anlıyorum çapımı.
- O insanlar da benden daha anlayışsız değillerdi.
- Biz bilirdik halimizi, zaten hayatımız zor, umutlarımız kısa, gücünün farkındayız, bizi neden harap ediyorsun?
- Bir saat maske takınca bunalan insanları odalarının içinde boğdun.
- Ne kadar ufaksın, ne kadar çapsız, ne kadar fani, ve gaflete ne kadar meyyalsin benlik sahibi.
- Bu kadar acıya, ey rabbimiz, neden bizi mazur bırakıyorsun?
- İnsan daha kolay yoldan da anlayabilir sonlu olduğunu.
- Bütün bunların manası ne?
- Uzun bir sessizlik ve sen bilmezsin, o bilir.
-
İstanbul'da da benzer bir deprem olacak diyorlar.
- 200-250 senede bir tekrar eden deprem.
- En son 1766'da olmuş.
- 257 sene önce.
- En son 1766'da olmuş.
- 200-250 senede bir tekrar eden deprem.
-
Zilzal suresinin depremle başlayıp, zerre kadar iyilik ve zerre kadar kötülükle bitmesi.
- Allah bu millete işini iyi yapmayı, adam kayırmamayı, adil olmayı, rüşvet yememeyi, yetim hakkı gözetmeyi, yaptığını sağlam yapmayı, birbirine şefkatli olmayı, aciz insanları aldatmamayı, yıkılacak binalar yapıp satmamayı, zenginliğin bir zümrenin arasında dolaşıp durmamasını, dirsek temasıyla çalışmamayı böyle kanata kanata, yıka yıka, ciğerimizi yaka yaka öğretiyor.