beher 7
Mesai dokuz, dokuzbuçuk gibi bitiyor. Ondan sonra çıkıp biraz yürümek istiyorum. Genelde Karaköy'e iniyorum. Etrafa, insanlara, turistlere, kadınlara, sarhoşlara bakıyorum. Bazen portta karşı tarafı seyrediyorum. Niyetim bir yerlerde kafeinsiz kahve bulursam oturup yazmak ama bugün yapamadım mesela. Mekanlar cazip gelmedi.
Kafeinsiz kahve çünkü içebileceğim başka bir şey yok. Kafeinli içersem uykum kaçıyor. Uyandıktan sonra yedi saat süreyle kahve içiyorum, o da öğleden sonraya kadar devam ediyor en fazla. Şekerli ve tatlandırıcılı sıvı zaten içmiyorum. Sütlüleri de günde üç saatli bir pencerede, en fazla. Bunları da sınırlamak gerektiğine kanaat ettim. İçki zaten yok. Gidip bir yerde su içince de hem kendimi ekstra kazıklanmış, her garsonların tuhaf tuhaf baktığını hissediyorum. O yüzden decaf sadece.
Bundan şikayet ettiğim düşünülmesin. Kimseye bir borcum olduğundan değil, kendime koyduğum sınırlamalar. Bugün insanların arasından yürürken bunların arasında olmak ister miydim diye baktım. Hayır, istemem. Şu masada olsaydım da şu güzel kadınlarla kafayı çekseydim dediğim olmadı. Uzun zamandır böyle bir merakım yok zaten. Arada bir dışarı çıkılan bir işyerim olmadığı için Allah'a şükrediyorum. Hayatım bunlardan kaçmakla geçerdi.
Şu sıra başka meraklarım da kalmadı. Kendime kurduğum dünyadan memnun olduğuma kanaat ediyorum. Yürürken bazı zamanlar, etrafta sevdiğim ve sevmediklerimi bulur, bunlarla ilgili duygularımı bırakırım. Bırakmak işte, kalemi bırakmak gibi. Elinde sıkı sıkıya tuttuğun kalemle yazamazsın, duygular da böyledir, sana yol göstermeleri için onları hafifçe tutmak gerek. Duyguları bırakmak için de farketmen lazım, Peninsula otelinin önünden geçerken oradan çıkanlara bakıp ne hissediyorsun? (İlgisizlik.) Az ötede duvara dayanmış dilenen kadına ne hissediyorsun? (Çaresizlik.) Bunları bırakman mümkün mü? (Olabilir.) Bırakmak ister misin? (Evet.) Ne zaman? (Yarın veya belki şimdi.)
Zenginlerin veya eğlenmeyi sevenlerin hayat tarzına ilgisizlik mesela oyuna girmek istememek veya ulaşamadığın ete mundar demekten mi? Bunu düşündüğüm oluyor. Hasırda uyuyan birinin geceliği üç asgari ücret olan bir otelin sunduğu imkanları hor görmesi tuhaf geliyor bana da. Yine de ilgi ve merak duymuyorum. Pahalı otellerde de kaldım. Tanıdım pahalı insanlar da var. Bununla beraber ben onlardan biri olmaya çabalamadım. Çabalasam olur muydum? Belki evet, belki hayır. Sadece benimle ilgili değil ancak hayatın özüne dair benden daha çok şey bildiklerini görmedim. Benim bilmediğim bir şeyler bildikleri muhakkak, ancak ben onların bu bildiklerini merak etmedim.
Yürürken hissettiğim keyfi, otelden çıkan zengin turistlerin hissedebildiğini sanmam. Çoğu insan için bunu düşünüyorum. Benim şu dünyada aldığım keyfin, oluş keyfinin, varlığın özündeki keyfin o sokaktaki turist veya dilenci, hiçbiri tarafından anlaşıldığını sanmam. Belki onlar da bunu merak etmiyordur. Bugünlerde konuştuğum insanlara dediğim gibi farklı dünyaların insanı olmalıyız.
Aynı dünyanın insanı olmak mümkün mü?
Şu sıra kafamdaki bütün pılımı pırtımı toplayıp kendi dünyamdan ibaret kalmak istiyorum. Bazı dönemler böyle olur. Sırf alışkanlıktan, bahr-i gama dalıp gitmeyeyim diye birileriyle konuşmaya çalıştığım zamanlar. İşe yaramadığını farkediyorum. Daha doğrusu insanlardan bir beklentim kalmamış. Herkes olması gerektiği gibi, her şey olması gerektiği gibi.
Bizimkilerin aşk, Çinlilerin Tao, eski Yunan felsefecilerinin hakikat, Hintlilerin atman dediğinin aynı olduğuna kanaat ettim. Olanı olduğu gibi görmek. Ruhumun sancılarını dindirecek diyeceğim ama ruhumun sancısı varmış gibi hissetmiyorum. Olanı olduğu gibi görmek için olanı olduğu gibi yaşamak lazım.
Aşk veya Tao, Hakikat veya Atman, artık her neyse bütün bunların gerisindeki, kendini herhangi bir anda, herhangi bir noktada ifşa edebilir. Varlığının şiddetinden gaip. Yazıyı okuyanlara klavye sesi duyulmaz ama bütün yazılar klavyeyle yazılır. Aşk veya Tao, Hakikat veya Atman --- işte bütün kainatın yazıldığı o şakırtılı klavye.
[Beher] #kahve #akşam #insan #Allah #merak #ilgi #bırakmak #zengin #fakir #Karaköy #aşk #Tao #hakikat #Atman #hal