Evlenerek birine iyilik yaptığınızı düşünüyorsanız muhtemelen iyilik yapmıyorsunuzdur.

Merhum Emin beyin böyle notları vardı. Evlilik hakkında düşündükleri, genelde travmaların neticesinde oluşmuş bir takım yalınkat sloganlardan ibaret olunca böyle bir kenara yazar, bırakırdı. Uzun uzun düşünmeye cesaret edemediği konularda şişeye atılıp, bir daha gelmesin diye denize bırakılan notlar.

Burada anlatmaya çalıştığı iyilik kavramının evlilik kavramıyla bir araya gelmemesi gerektiği olabilir. Şahsen bu konuda onun kadar net bir düşüncem yok, neticede bir insana iyilik yapamıyorsanız, yapmak istemiyorsanız veya yapmak elinizden gelmiyorsa -- yine de evlenmemeli misiniz? Önemli olan belki de iyiliğin karşılıklı yapılabilirliğidir. Sadece bir tarafın iyilik yapması tadını bozuyordur her şeyin.

Düşündükçe bu aldığı notun aslında bir yanlış anlamadan kaynaklandığını düşünüyorum. İyilik yaptığını düşünüyorsundur ama yapmıyorsundur, çünkü karşındaki insanı tanımıyorsundur. İnsanların birbirini en az tanıdığı ilişki biçimlerinden biri olabilir evlilik. Tanısan evlenmezsin çünkü, iki tarafın da kafası çeşitli cinsel, sosyal, maddi, manevi hayal, buhran ve ihtirasla uçmuşken karşındaki insanı doğru tanımak hemen hemen imkansız. Evlenmek bir amaç haline geldiyse, bunun için karşındakine azıcık rol yapabilirsin. Bu durumda da, herhalde, insanların birbirine iyilik yapması imkansızlaşır. Tanımadığın ve iyilik-kötülük anlayışını bilmediğin bir insana nasıl iyilik yapabilirsin?

Bunu kötülük için de söylemek mümkün tabii. Birine kötülük yaptığını düşündüğün halde tam da beklediği gibi davranıyor olabilirsin.

[Beher] #evlilik #iyilik #kötülük #tanımak