Kendini başkalarının aklına inanmaya zorlamak kadar zoru yok. Kendini inkar etmek. Gördüğünü inkar etmek. Bildiğini inkar etmek.

Boşanma konusu hitama erince kendime şimdi ne yapmak istiyorsun diye sordum. Bir sonraki adım ne? Nasıl yaşamak istiyorsun?

Önümde milyonlarca ihtimal varmış gibi hissediyorum ama bunlardan hiçbirine karşı özel bir meylim yok. Bir süredir zoraki sürdürdüğüm işimden ayrılmaya karar verdim. Zaten bir yere varacağını sanmadığım ufak bir şirket. Temel fikir ayrılıkları var. Ben onlara göre fazla pratik, onlar bana göre fazla kitabi. Üç ay sonrasını göremezken yazdığım programın üç yıl sonra nasıl anlaşılacağını en önemli mesele haline getiremiyorum. Bu da sıkılmama yol açtı. Kendimi bir tiyatroda gördüğümde ilk yaptığım oradan uzaklaşmak oluyor. En samimi dostum kendimim.

Ertelenmiş orta yaş krizi mi bu? Bir yerde hep başkaları için yaşayan, insanlarla arasındaki denklemleri başkalarının lehine çözmeye çalışan adamın, hadi biraz da kendin için çöz deyince şaşkınlığa uğraması. Ben gerçekten nasıl yaşamak istiyorum? İnsanlar pek çok bahaneyi bu sorunun cevabını vermeyi ertelemek için kullanıyor. Ben de uzun süren boşanma davasını bunun için kullanıyormuşum.

Şimdi soruyla karşı karşıya kalınca ve mecburiyetler de azalınca cevabı vermeyi mi, yoksa başka bahaneler bulup ertelemeyi mi tercih etmeli? Gerçekten nasıl yaşamak istiyorsun?

[Beher] #hayat #yaşamak #boşanma #iş #çalışmak