Gelişmiş ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde nüfusun azaldığını biliyorsunuzdur. Bunun sair etkileri başladı. Bir haberde Çin'de emeklilik yaşının yükseltildiğini söylüyordu. Erkekler için 63 olmuş. Birkaç sene önceye kadar uyguladıkları tek çocuk politikasından dolayı azalan, yaşlanan nüfusun etkilerini ilk hissedecekler arasında Çin var.

Dünya bu azalan nüfus kavramına alışkın değil. Bütün ekonomik sistem nüfusun artacağı kabulü üzerine kurulu. Nüfus arttıkça yeni evler, içine yeni eşya, ulaşacak yeni yol, yeni internet bağlantısı, yeni film. Ekonominin ilk kabulü insan ihtiyaçlarının sonsuz olduğu ise, ikincisi de insanların daima çoğaldığı. Her ikisi de artık yeniden düşünülecek. İnsan ihtiyaçlarının sonsuz olduğu da zihinsel kapasitesinin dolmadığı durumlarda geçerli mesela. 24 saat ekrana bağlı, her tür eğlencesini ekranlar vasıtasıyla edinen insanların ihtiyaçları gayet sonlu. O ekranı verebildiğiniz sürece başka bir şey istemiyor. Tatile gitmiyor, araba istemiyor, içine su ekleyip yaptığı makarnadan başka bir şey yemiyor. Sabahtan akşama TikTok seyrediyor ve mutlu. Bu yaşam biçimini ona en kolay şekilde sunacak düzenlemelerin peşinde.

İhtiyaçların ve nüfusun azalmasının sosyal sonuçları olacaktır. Nüfus artışı ciddi bir sorunken homoseksüellik teşvik edilebilen, propagandası yapılabilen bir şeydi. Muhtemelen giderek daha normal ve bayağı bir kavrama dönüşecek. Gay misin? Çok da önemli değil. Bundan bana ne. Ben LGBT hareketinin büyük ölçüde nüfus kontrolünün bir tarafı olarak palazlandırıldığını düşünürüm. Kendileri gayet mazbut, evli ve çocuklu yaşayan zenginlerin gay hakları sözkonusu olunca bu kadar ateşli olmasının izahını başka şekilde yapamıyorum. Nüfus azalıp, robotların insanların yerine tam olarak geçemediği ve insanların adaptasyon yeteneklerinin robotları kullanacak kadar iyi olduğu anlaşıldığında muhtemelen moda yaşam biçimi yine çocuklu yaşamak olacak. Bunun da faydasının olmayacağını, nihayetinde insanın da çiftlikte üretilen bir canlıya dönüşme ihtimalinin kuvvetli olduğunu düşünüyorum.

Diğer değişiklik yaşlılara bakışımızda gerçekleşir. Yaşlıların pahalı tedavileri ne kadar hakettikleri, 95 yaşına gelmiş ve 30 senedir çalışmayan bir insana karşı toplumun ne kadar sorumlu olduğu konuşulacaktır. Olabildiğince uzun yaşama şimdilerde verili bir hak, kimse kimseye ölümün güzelliklerinden bahsetmiyor. Neticede bu insanlar birilerinin annesi, babası, dedesi, amcası -- ve sorumluluk sadece yaşlılara değil, aslen onların torunlarına, çocuklarına. Ancak modern zamanlar bu sorumluluğun altını oyuyor. Bugün annesinden babasından kendini o kadar sorumlu hissetmeyen insanlar, yarın onların topluma bir yük olduğunu daha çabuk kabullenecektir.

Bugün veri kabul ettiğimiz insan hakları, toplumun birey üzerindeki sorumluluğu, devletlerin amacı ve sair kavramların da bu değişikliklerden etkileneceğini düşünürüm. Yalnız insanların yönetilmesi, ailelerin yönetilmesinden farklı kavramlar gerektiriyor. Aileyi dönüştürmeye çalışırken üretilen kavramların bir önemi kalmayacak ve bunların yerine bireyin tüm dünyayla (ve tabii toplumla, devletle, kolektifle) bir olduğunu anlatan panteistik kavramlar popülerleşecek. Bunların aile kadar güçlü ve doğal kavramlar olmayışı da bireyin kaybolduğu yeni karanlık çağın sebebi olacak.

[Beher] #nüfus #Çin #ekonomi #ihtiyaç #LGBT #yaşlılık #emeklilik #panteizm