Sen dünyayla konuştukça, onun desteğini ve takdirini aradıkça, dünyanın da sana cevap vermesini bekleyeceksin. Sen ona uydukça onun da sana uymasını. Bu çoğu zaman gerçekleşmeyecek ve kendini biraz daha anlaşılmamış ve anlaşılmaz bulacaksın.

İnsanın anlaması için anlaşılması da lazım. Dünyayla sadece ona derdimizi anlatmak için değil, anlaşıldığımızı anlamak için de konuşuruz.

Goulston Just Listen kitabında ayna nöron açığı diye bir kavramdan bahsediyor. İnsan kendinin aynalanmasını bekliyor. Bir iyilik yaptığında karşılık verilmesini, söylediğinin anlaşılmasını, istediğinin yapılmasını, o açığın doldurulmasını bekliyor.

Ayna nöron açığını kapatmak için insanın öfkelenip saldırdığı da oluyor, suç işlediği de. İletişim bundan kayboluyor diyor adam. Ayna nöronlarını tatmin edemeyen, anlaşıldığını göremeyen, dünyayla arasına bir set çekip turşuya dönüşüyor.

Şiddet eğilimlinin içindeki şefkate muhtaç çocuğu büyüten bu açlık. Anlaşılma açlığı. Yaptıklarına cevap alama ve sonunda her ne şekilde olursa olsun cevap almaya odaklanıyor. Dünyadan bir şekilde ses gelsin de nasıl gelirse gelsin.

[Beher] #Mark Goulston #ayna nöron #anlamak #anlaşılmak #dünya