Garip bir hüzün var. Bir şeylerden ayrılıyormuş hüznü. Bunları yazdığım gün iki iş görüşmesi yaptım. Belki ondandır. Şimdiki işimden ayrılmak zor geliyordur.

Belki hayatın sakin ve kimseyle uğraşmadığım zamanlarına ulaştığım için bu sakinliği bırakmak zor geliyordur. Bırakacağımdan değil. Ya bırakmak zorunda kalırsam? İş görüşmelerinde neden şimdiki işinden memnun değilsin diye sordular. Rahat battı diyemedim.

Daha rahat işlerde daha çok para kazanmak istiyorum. Kısacası bu. Daha rahat bir hayatta kendime gönlümce eziyet etmek istiyorum. Başkaları eziyet etsin istemiyorum. Kendi eziyetimi kendim üreteyim. Başkaları eziyet etmesin diye kendime eziyet ediyorum belki de. Hu knows.

Geçenlerde insanın sabit bir kişiliği yoktur minvalinde bir kitap dinlemeye başladım. Başlarındayım henüz. Şahsiyetin bir sosyal yapı olduğunu anlatmaya başladı. MBTI, enneagram, Big-5 ve sair kişilik testlerinin hiçbiri tam olarak çalışmıyormuş. Kişilik değişiyormuş. İnsanın sahit bir kişiliği yokmuş. Bunların benim için doğru olduğu kanaatindeyim ama herkes için de böyle mi. Gayet stabil ve sakin duruyor herkes.

Yine de kişiliğin tamamen bir sosyal yapı olduğunu kendim için de söyleyemem. Hiç sanmam hatta. Adam içedönük ve dışadönük gibi etiketlerin sadece yapay, boş ifadeler olduğunu söylüyor. Buna inanmak zor. Kendimi içedönük olarak tanımlamayı, insanlara siz beni çok sıkıyorsunuz, ne kadar da yorucusunuz demeye tercih ederim. Sorun sende değil bende yani. Her zaman olduğu gibi.

Bu etiketler herkes için aynı anlama gelmeyelebilir ama biyolojik anlamı mevcut etiketler. Benim sosyal iletişimden aldığım dopamin miktarı fazla geliyor. Çok kısa zamanda insana doyuyorum. İnsana maruz kalınca bir süre yalnız zaman geçirmem gerekiyor. Aynı gün içinde beşten fazla insanla görüşünce yoruluyorum. Arada yormayan insanlar da denk geliyor ama onlar istisna.

İçedönüklüğüm sadece sosyal şartlanmalarımdan veya travmalardan üretilmiş bir alışkanlık mı? Ben normal, dışadönük bir insan olmayı tercih ederdim. Hayat çok daha kolay olurdu. İçedönüklüğün de faydaları var ve hayatımı ona göre tanzim ettikten sonra sorarsanız içedönüklüğümden memnunum. Herkesten fazla çalışıp, insanlar sosyallik olsun diye boş laf üretirken dolu bir şeyler yapabiliyorum. Ancak bu kendini meşgul etme alışkanlığı içedönüklüğün sebebi mi, sonucu mu? Bu meşguliyetlerin içedönüklüğün sonucu olduğu kanaatindeyim. Elimizden dışadönüklük gelmediği için kafayı yazı ve program yazmaya, kitap okuyup, bulut seyretmeye takıyoruz. Onların da elinden susmak gelmediği için konuşup duruyorlar.

İstesem dışadönük biri olamam. Bunu denediğim de oldu. Hayatımda pek çok değişiklik yaptım ama hadi biraz da dışadönük olayım yapabileceklerim arasında değil.

Bu sebeple kitabın temel hipotezine şüpheyle yaklaşıyorum. Bunun yanında söylenebilecek şu: İnsan adaptasyon yeteneği en çok gelişmiş canlı. Asıl hüneri bu. Bu adaptasyon mekanizmalarının bir kısmı kendine adapte olmaya yarıyor. Ben hayatımı bu içedönük bünyeye göre ayarlıyorum. Konuşmak yerine yazmayı tercih ediyorum. Kahvede maç seyretmek yerine program yazıyorum. Bana daha çok keyif veren daha başka adaptasyoınlar geliştiriyorum.

Bir şeylere adapte olmak mecburiyeti hissetmek, bu adaptasyonun insanın tercihi olmadığını gösterir. Ben bünyemin aşırı dopamin üretmesine insanlardan uzak durmaya çalışarak adapte olmuşum. Kardeşim var, yürümeye başladığından beri geziyor. Benim bir senede yaşadığım sosyal hayatı bir haftada yaşar. O da bünyesindeki dopamin açlığını sosyal etkileşim kurarak kapatmaya çalışıyor. Kendimize adapte oluyoruz.

Adamın iddiası kendine bu çeşit etiketler yapıştırınca o kalıba girdiğin ve gerçekten kim olduğunu öğrenemediğin. Bununla bir ölçüde mutabık sayılabilirim. İnsanların ottan boktan astrolojiden kendilerine karakter tanımlamaları ve sonra da kendilerini tanımış gibi yapmalarını kendilerini soktukları bir kafes gibi görüyorum. Başkalarıyla beraber kendini de yargılayıp, girdiği mağarayı benliği sayan insan çok.

Kendime içedönük diyerek bir hapis yaratmış mı oluyorum? Belki. Ancak kendini hapsetmenin hayatla başa çıkma yollarından biri olduğunu görmek lazım. Herkes her şey olamıyor. Ben istersem dışadönük gibi davranabilirim. Elimden gelir ama bunun için kullanmam gereken irade ve harcamam gereken sabıra değecek bir faydası olduğunu sanmıyorum. Hayata adapte olmak için, sana ayrılmış alanda bir kişilik inşa etmen gerekiyor. Bu alan her zaman kendi tercihinle bulduğun bir alan değil ve dilediğin zaman bırakıp gidemiyorsun.

[Beher] #kişilik #psikoloji #içedönük #dışadönük #MBTI #enneagram #sosyal yapı #etiket