beher 43

Bu sabah da dünkü gibi dörtte uyandım sebepsiz. Gece yarısı uyumuştum. Bir önceki yazıyı yazdıktan sonra. Dörtte henüz karanlık. Beşe doğru kalktım. Dışarıda hamakta uyumaya çalıştım. Sinekler yedi. İçeri gittim. Uykum gelmedi.

Hafta sonu 60 saat kadar uzun oruç tuttum. Herhalde onun etkisi. Enerji fazlası veriyorum. 60 saat orucun üstüne 60 saat de uyumadan yazmak mümkün. Sevdiğim programları. Uzun yazıları. Beynimi kaşıyan. Laga luga basitlikleri değil.

İşten önce bir saat program yazdım. Bir saatten fazla yürüdüm. Kendime çanta alacaktım, beğendiğim bir şey bulamadım. Çalışmaya da erken başladım ve geç bitirdim. Üç dört toplantı vardı. Uyuklamadım ama başım ağrıyor. Az kahve içtim uykumu kaçırmasın diye. Bir cappucino ve bir buzlu filtre kahve.

Az karbonhidrat almanın uykuya etkisi var diye kendime ballı elma smoothie yapıyorum iki gündür. Göbeğim sevinçli.

Yalnızlığın verdiği bir gerginlik var. Bugün sadece annem, kızım ve öğleden önce gittiğim lokantanın aşçısıyla Türkçe konuştum. Yıllar önce insan yüzü görmemenin uykusuzluk yaptığına dair bir hipotez okumuştum. Bencileyin yalnız yaşayan ve kendi üstünde deneyler yapan bir adamın ileri sürdüğü bir fikir. Ben insan yüzü görmenin değil de serotonin eksikliğinin daha etkili olduğu kanaatindeyim.

Yalnızlığı tehlikeli bulduğum zamanlar var. Eskiden daha çoktu. Cumartesi akşamı açlığın (genelde en zor kısmı olan) ilk 24 saatinden sonra hayat neden böyle oldu minvalinde düşüncelere daldım. Bu düşüncelerin artık beni alıp götürmediğini ve bu da geçer safhasına hızlıca geldiğimi farkediyorum. İnsanın geçmişi hortlağa dönüşüp onu kovalamaya başlayınca üstüne gitmeden bu da geçer gider deyip yolundan çekilmek. Her zaman mümkün olmuyor tabii. Yine de eskisi kadar kolumdan tutup bir yerlere çekemiyor.

Pembe Fili Düşünme diye bir kitap gördüm. Bu çok verilen bir örnektir. Ne demek istediğini anlıyorum ama pembe filin veya yeşil hortlağın düşünülmek istenmediğinde düşünülmediği haller var. Özgürleşmek de düşüncene neyi ne zaman ne kadar düşüneceğini öğretmekle mümkün. Yoksa her pembe file sarılır, her yeşil hortlaktan kaçarsın.