Ben burada kiminle konuşuyorum? Bilemezsin. Bilemem.

Konuşmak ister istemez rasyonelleştirmedir. Dile dökülen en saçma veya müphem kavram bile rasyonelleşir. Dilin aslî amacı bu değil. Lisan oturalım, dünyayı aklileştirelim diye icat edilmiş değil. Ancak dilin araçlarını kullandığında, onun kurallarına uyduğunda ister istemez bir aklileştirmeye yol açarsın.

Bu aklileştirme dünyayı kameralar vasıtasıyla dijitalleştirmeye benzer. Kimse telefonuyla video çekerken şu sahneyi bir dijitalleştirsem diye düşünmez, ancak elindeki aracın çalışma prensibi bütün o görüntüyü yine o araçlarla yorumlanabilir 0 ve 1'lere çevirmektir. Dilin maksadı da aklileştirmek olmayabilir, ancak bu nihayetindeki üretimin akliliğini engellemez.

Dilin aklileştirmesinin bir sonucu, aslında akli olmayan, rasyonel kurallara uymayan, gramerin, sözdiziminin tam olarak ifade edemediği durumları bir şekilde ifade ettiğinde yanlış anlaşılmaya çok müsaitleştirmesidir. İnsanların dış dünyaya dair konuşmalarının tutarlılığı kontrol edilebilir ve aklileşmeye uygundur. Ancak insanın iç dünyasına ilişkin hususlar, pek çok zaman bu rasyonelleştirmeye uygun değildir. Duyguların kelimelerle anlatılması tam olarak imkansız olduğu halde, elimizde başka araç olmadığı için onu kullanır ve çoklukla yanlış anlaşılırız.

Anlaşılmamanın sebebi de dilin senin duygularını, anlatmaya çalıştığını anlatacak araçlardan mahrum olması veya senin bu araçları anlaşılmak için kullanmayışın olabilir. İkisinde de karşısındaki için durum değişmez. Dil sosyal araçların hepsi gibi belli mekanizmaları, kuralları olan bir yapı. Bu yapıyı duygularını ifade etmek için kullanabileceğini kim düşündü acaba?

[Beher] #lisan #anlaşılmak #anlaşmak #sosyal yapı #aklileştirme