Kavganın ortasındayız. Bir yanda fertut Fethullah'ın fecaati, bir yanda hikmetsiz hükümetin hamareti.

Kim kazanacak?

Jemaatin kaybedeceği aşikar. Yok olmayı sonuna kadar hakettiler. Hamaset ve yalanla birbirine yapışık duran unsurların ayrılmaya başladığı görülüyor ve yakında cemaat içi darbeleri de göreceğiz herhalde. Propaganda unsurlarının birbirine gireceği günleri. Keyif almayacağımı söyleyemem.

Düşünün, Zaman gastesi, Bugün gastesini yerden yere vuran manşetler atıyor. Birbirlerini yolsuzlukla, hizmetin paralarını saçıp savurmakla itham ediyorlar, içlerindeki çeteleri en iyi kimin temizleyeceğini fikreden köşe yazıları yayınlanıyor. En hakiki cemaatçinin kim olduğu konuşuluyor ve liderlerinin akıl sağlığının en son ne zaman yerinde olduğuna dair tahminler yürütüyorlar. İyi adamdı ama yaşlanınca bir tuhaf oldu.

Asıl soru şu: Hükümet veya Kürtler de kaybeder mi?

Hükümet haksızlık ederse kaybeder. Yangın söndüğünde cemaatin bu kadar yayılmasıyla ilgili vereceği bir hesap var. Ayrıca böyle günlerde yakılması beklenen insanları da, cemaatçi diye damgalayıp yakmaya çalışırsa, kaybeder. Sınavlarda, davalarda ve sair yerde sahtekarlık yapıp, adli suç işlemiş insanları teker teker değerlendirmek boyunlarının borcudur, ancak kimse, dengesiz bir adamın kitsch yazılarını okumakla veya Peygamber'in twit emrine uyduğunu sanmakla suçlanamaz. Aptallık olabilir ama suç değildir.

Mamafih barış, Kürtlerin bugünkü sakinliğinden sonra herhalde artık kaybedilmez. Millet Kürtlerin derdinin ayrılık olmadığını ve barışın mümkün olduğunu gördü. Eski Türkiye'nin muhafazakar kalıntıları da cepheye sürüldüğüne göre, başkası kalmadı.

Ve bundan sonra savaşı tekrar başlatmak çok zor. Devlet içinde oraya buraya kurşun sıkan çetelerin gücü buna yetmez. İnsanlar bir yalana bir defa kanar. İkincisine yeni bir yalan uydurmak gerekir. Zamanımızda artık bu yalanı uyduracak çevre de, her duyduğuna inanacak insanlar da kalmadı. Bir silah patladığında, kimse kesin düşmanlar yapmıştır hükmünü hemen vermiyor.

Böyle böyle birbirimize alışıyoruz işte.

Bir de tabi, tarihin akışı var: Açık olan kapalı olana, gerçek hamasete, kaliteli kitsche, samimi takiyyeciye, sahici rüyaya, görünen görünmeyene, bilinen bilinmeyene, eleştirilebilir eleştirilemeyene, düşünen ezberleyene, çalışan kopya çekene, ehil ehliyetsize galiptir.

Cemaatin hangi tarafta olduğuna bak, kazananı kaybedeni görürsün.

[Siyasetgede]