Müslümanın Marka Vaadi
Marka vaadi, bir müşterinin bir ürünün markası dolayısıyla ondan beklediklerinin tamamı diyebiliriz, sanırım. İşletmeciler daha ayrıntılı inceliyordur, benim için kabaca bu tanım yeterli.
Müslümanın marka vaadi dediğim vakit, sadece müslüman olduğunu bildiğim bir insanın kafamda nasıl bir resim çizdiğini anlamaya çalışıyorum. Nedir müslüman, nasıl biridir?
Müslüman kimliğinin oluşturulmasının Hz. Peygamber için en önemli vazife olduğunu düşünüyorum, hadis kaynakları tırnaklarını bile müşriklerden farklı sırada kesen bir peygamberden bahsediyor, bugünkü modern çağa uyalım da bizi de sevsinler müslümanlarından hayli farklı bir anlayış bu.
Müslümanların bir kimlik krizinde olduğu su götürmez bir gerçek, çağımızın panik halde nereye sarılacağını bilemeyen, kimisi erken kaynaklara yeniden dönmek, kimisi geleneğe daha sıkı sarılmak, kimisi de modern milletlerin adetlerini benimseyerek güçlenmek peşindeki müslümanlarının asıl derdi, müslümanın marka vaadinin hayli silikleşmiş ve bozulmuş olması.
Müslüman deyince aklınıza ne geliyor? Benim aklıma geçmişin gerçek müslümanları geliyor, iki nesil önceki adamlarla bile karşılaştırınca kendime rahat rahat müslüman diyemiyorum, batılının aklına teröristler geliyor, bazılarının aklına sakallı, çarşaflı, başörtülü insanlar geliyor vd.
Herkesin üzerinde ittifak ettiği, şu anki müslüman markasının pek de güzellik, iyilik, derinlik çağrıştıran bir marka olmadığı, her ne kadar kendi kendimize öyle bir propaganda tutturmuşsak da son otuz-kırk yıldır değişen toplumun gösterdiği, insanların müslüman markasının telmihlerinden pek hazzetmediği. Onu toptan bir kenara koymak, buraya kadarmış demek de işimize gelmiyor ancak bir şekilde yenileşme ihtiyacı içindeyiz. Allah şu sıra bize bir peygamber gönderse de üstümüzdeki yükleri alsa ne güzel olurdu.
Bu yenileşme sürecinde müslümanların bir kısmı, markayı hepten ortadan kaldıracak ve halihazırdaki silikliğini bile arayacağımız adımlar atma gayretinde. Modern çağa uyumlu hale gelmek için kılık, kıyafetten tutun, her tür iktisadi faaliyet, sosyal hayatın tüm kuralları, liberalizm, demokrasi, haklar, hürriyetler, modern zamanların icad ettiği tüm sınırsızlıkları öyle ya da böyle kabul edip, benimseme ihtiyacı duyanlar var. Müslümanlık sadece boyna takılan bir kolye, camilerin süslemesi, ana-babadan devşirilen bir kimlik olsun, hayata fazla müdahale etmesin istiyorlar. Nasılsa “elhamdülillah müslümanım” deyince konu kapanacak ve dini konuşmak ayıp olacak.
Şahsen modern çağa tamamen uyum sağlamış bir müslümanlık, kimin için ne kadar faydalı olur bilmiyorum, benim böyle bir dinim olsun istemem, sırf birileri dinimi sorduğunda müslümanım diyeceksem ama hayatımda herhangi bir etkisi olmayacaksa, kimliğimi bu kadar tarihi yükün altına sokmaya gerek duymam.
Bu sebeple müslümanların bir kısmının modernleşme meraklarını anlamakla beraber, hayır, bu konuda pek tasvipkar değilim. Tamamen modern düşünce ve hayat tarzını takip edeceksem, tek mesele buysa, neden müslümanlıkla uğraşayım ki zaten?
Müslümanlığı tam da onun koyduğu kısıtlamalar yüzünden, yani müslüman deyince, adam öldürmeyen, içki içmeyen, zina etmeyen, yalan söylemeyen, Allah'tan başkasından korkmayan, namaz kılan, zekat veren, oruç tutan bir insan aklına geldiği için tercih eden kimsenin, bu sınırlamaları kaldırmayı müslüman kimliğine bir ihanet olarak görmesi normal değil mi?
İhanet, çünkü benim gibi -belki az sayıda- insanın diniyle arası, sadece bir kimlik meselesi değil, insanın pusulasının sadece kendi keyfi olduğu bir devirde bir pusula ihtiyacındayız ve muhteşem Batı ne derse desin, Allah'ın indirdiğinde bir hikmet olduğunu, müslümanın namaz kılması, zekat vermesi ve her hareketinin hesabını vereceğini düşünerek yaşamasının daha iyi olduğuna inanıyoruz.
Ayrı kalmaya, farklı kalmaya da inanıyoruz, sırf bunun için kıyafetlerimizle, kelimelerimizle, dünyaya bakışımızla farklı kalmaya devam etmek istiyoruz; müslümanın marka vaadi doğruluk olsun, iyilik olsun, adalet olsun ama aynı zamanda farklılık da olsun, tesettür de olsun, namaz da olsun, oruç da olsun istiyoruz, peşinden koştuğumuz modern dünyanın doğru yöne gitmediğini, onları takip etme meraklısı müslümanların da doğru taleplerle gelmediğini düşünüyoruz.
Müslümanların eksikleri var, ama modern olmamak bunların arasında değil, homoseksüelliği tasvip etmemek, içki içmemek, kadın ve erkek arasında serbest ilişki kurmamak, bedenini rahatça sergilemek bu eksikler arasında değil ve müslümanın bu konularda farklı olması, müslüman kimliğinin yaşaması için şart.
Bu sebeple müslümanları modernizm lehine ehlileştirecek hiçbir hareketi tasvip etmiyorum, en önemli kriterim de peygamberimden öğrendiğim benden olmayana benzememek kriteri oluyor.
Benzemek için öyle fazla uğraşmaya da gerek yok zaten, Allah yok, din yalan gibi yapmaya devam edersin, zaten suyun götüreceği yer orasıdır.
Velakin hem benzememek, hem derinleşmek, hem de adil olmak nasıl olacak, işte bunu çözmek zor.
[Geçmişin Uğultusu]