Hemen İstersen Bir...
... Sonra İstersen Beş.
Philip Zimbardo'nun 1970'lerde çocuklarla yaptığı bir deney var. Çocukları gizli bir kameranın karşısına geçiriyor, ellerine bir de şeker (daha doğrusu marshmallow) veriyor ve bunu hemen yemez de, onbeş dakika beklersen, sana bir şeker daha vereceğim diyor.
Çocukların %70'i süre bitmeden şekeri yiyor. Otuz sene sonra şekeri yemeyenlerle, yiyenler arasında başarı açısından önemli farklar buluyorlar. Zimbardo'nun bir hapishane deneyi vardır, o da meşhur ve son zamanlarda genç erkeklerin giderek sosyal engelli hale geldiğini anlatıyordu bir TED konuşmasında.
Şeker deneyini her duyduğumda ben olsam ne yapardım diye düşünüyorum. Şeker alacağım diye değil de, biri bana yeme dedi diye yemezdim herhalde. En azından şu anki ruh halim bunu andırıyor, çalışıyorum ve kendime ödüller koyuyorum ama ödüllerin keyfi çalışmaktan daha az oluyor genelde.1
İnsanların pek çoğu hayatta beklediklerinin hemen olmasını istiyor. Dua eden de, evrene dilekçe veren veya mesaj göndereden de böyle. Kendim de böyleyim. Bir şey istediğimde bu hemen olmazsa, sanki hiç olmayacakmış, olursa bir işe yaramayacakmış gibi geliyor.
Geriye dönüp baktığımda çoğu şeyin istediğimden daha iyi olduğunu görüyorum. Yani zoraki de olsa beklediğimde, hemen alacağım mükafatın daha üstünde bir ödülle karşılaşıyorum. Sabrı öğrenmek bir yana, hayat da olabileceğinden daha iyi gidiyor. Eğer bir şey olmamışsa da, olmamasının daha iyi olduğunu anlamak onyıllar almıyor.
Bu sebeple sadece buluştuklarıma değil, buluşamadıklarıma da şükrediyorum. Daha iyilerini umut ederek.
Bunu yazdığım sıralarda 250 gündür şeker yemiyormuşum.